Geri: Bölüm Yorumları - 1

[Recchie]

Aslında hepimiz eski günleri özledik ama artık geri dönülmesi zor olaylar başlıyor. Mustafa'nın durumu malum, çeteciler yine harekete geçecek, Alex'in de başı belaya girebilir Makedonlar yüzünden. Yani eski güzel günler geride kaldı. Seneler ilerledikçe daha da kötü olacak ama bu dizinin asıl misyonu da budur zate. Bu acıları yansıtmak ve unutturmamak.

Bu bölümde Mustafa'nın yaşadığı haberi Pürsıçan'a gelmezse bana da daral gelecek valla

Emre,bu eski günleri şarkı olarak söyliyelim ne dersin
Unutulmuş birer birer ,eski günler ,eski günler



İşin şakası bir yana o bölümlerdeki anlatılanların hepsi en güzel tarafları olmuş,bundan sonra işler zoor,karışık,çetrefilli,

[Emre Cetin]

Şimdi Basında Çıkan Haberler kısmındaki son haberi okudum. Yüksel Bey önemli yerlere değinmiş, Ertan Bey gerçekten çok iyi bir oyunculuk sergiliyor. Kendisini tebrik ediyoruz, Rumelimizden çıkan oyuncuları her zaman destekleriz ve onlara saygı duyarız. Dizi bitince Ertan Bey'i görünce aklımıza Alex gelecek, Tolgahan Bey'i görünce Mustafa Namık diyeceğiz, Berrak Tüzünataç'ı görünce Vahide Filiz Ahmet'i görünce de Zarife aklımıza gelecek galiba ilk olarak. Başka projelerde onları görünce adaptasyon süreci yaşayacağız galiba, valla ben yaşayacağım Sanki Alex, Mustafa, Vahide, Zarife, Ramiz, Fatma hepsi gerçekten varmış da onları izliyoruz gibi hissediyorum çoğu zaman. Bunları bize hissettirmek kolay değil. Allah bütün oyuncularımızın yollarını açık etsin.

Ama ufak bir noktaya takıldım. Yüksel Bey demiş ki

Alex, köyün miniklerine güç şartlar altında din, dil, ırk farkı gözetmeksizin ders veriyor.

Bari siz yapmayın Yüksel Bey. Evet, Alex zor şartlarda görevini yapıyor ama Küçük Zarife dışında öğrencilerin hepsi Hristiyan, öteki türlüsü mümkün değil. Küçük Zarife'nin durumu da malum. Evet Alex müslüman öğrencilere de ders verir hiç sorun çıkarmadan ama o dönemde böyle birşey sözkonusu değil. Geçenlerde de dizideki savaşa Balkan Savaşı diyen olmuştu. Bu basit gibi görünen hatalara hep takılıyorum. Dizi hakkında yazı yazarken böyle hatalar yapılmasa çok daha iyi olur.

Fragman çıkmış ama göremedim. Umarım internete düşer de izleriz. Özet de bugün çıkar herhalde.

[ARWEN29]

Bu bölümde Mustafa'nın yaşadığı haberi Pürsıçan'a gelmezse bana da daral gelecek valla

Diğer bölümlerde hiçbir olay bu kadar uzatılmadı diye hatırlıyorum. Yanlışsam düzeltin lütfen beni.Sezon finaline yaklaştık ondan mıdır bilmem ama Mustafa nın haberi Vahideye gelsin artık.Ama sorunların büyüğü bundan sonra başlayacak.Mustafanın yakalanması Ramiz Babanın ve tüm ailesinin tabi bu arada Dilaverin ve diğerlerinin hayatını değiştirirecek.Toplu halde firar olur mu acaba , erkenden yapılacak kaçak bir göç Ya da bakarsınız aile İşkodraya kaçmış , çok gülerim o zaman çooookkkk

[Emre Cetin]

Özet gelmiş.

BÖLÜM ÖZETİ:

Ahmet Ekrem Mustafa’nın hayatta olduğunu öğrenmiştir. Ancak onunla görüşebilmesi bir hayli güç olacaktır.

Abdül ise Mustafa’nın hücresine gelerek, onu sakladıkları için Ramiz ve ailesinin başının büyük belada olduğunu söyler.

Diğer taraftan Aleks ve dedesi Küçük Zarife ‘nin yetimhaneye gönderilmesine engel olmaya çalışırlar.
Ramiz ve ailesinde ise kızancıkların sünnet düğünü telaşı vardır. Ancak tekrar köy baskınlarına başlayan Dimitri, Sütçü Ramiz ve ailesi için yeniden bir tehdit olmuştur.

Kaynak: ATV

Ne kaa açıklayıcı (!) bir özet

Yahu Ahmet Ekrem niye Mustafa ile konuşmaya çalışıyor, onu da alacaklar içeriye. Hemen şifreli bir telgraf çeksin Pürsıçan'a bari Bu bölüm artık yaşadığı duyulsun Mustafa'nın, çok uzadı bu mesele. Zaten zor günler bekliyor herkesi, bir de böyle habersiz kalmasınlar. Ama bu bölüm de o haber gitmeyecek gibi.

Küçük Zarife ile Alex ne olacak bakalım, o olay da hemen bağlanmaz, merakta bırakırlar kesin bizi.

Baskın anında inşallah evde kimse yoktur. Karakalpaklı da yok artık. Bir Vahide var, o da pek silah atacak durumda değil. Hem talim yapmıyor ne zamandır, unutmuştur Ama Vahide'yi ancak böyle bir baskın tekrar hayata döndürürdü bir de Mustafa'nın yaşadığını öğrenmesi. Bakalım bu baskın işi nasıl olacak? Cezmi yetişir inşallah.

[Recchie]

Hayatımıza Bre More Deyimini Sokan Adam

İzninizle, dizinin hep unutulan önemli bir karakterine ve usta oyuncusuna dikkat çekmek istiyorum. Sevimliliğiyle, boynuna atlayıp, cıvıl cıvıl gözlerinden öpme, yaşam deneyimleri ve bilgeliği ise önünde eğilme arzusu yaratan Baytar Efendi. Güzel bir melodinin altan gelen ve coşku yaratan ritim kısmı gibi, Mustafa Yaşar’ın onu yorumlayış tarzı da, geri planda diziye heyecan katmaya devam ediyor.

Baytar’ın muzipliklerinin sonu yok. Alex hafifçe Zarife diye seslendiğinde, “sözde” sağır dedenin, nasıl bir merakla kahvaltı sofrasından bahçeye fırladığını fark ettiniz mi? Birlikte göründükleri sahnelerde, Minik Zarife mi, Baytar Efendi mi daha sevimliydi, hala karar verebilmiş değilim. Küçük kızla olan halleri bana önceki bölümlerden birini anımsattı: Alex’e ne olduğunu merak eden öğrencilere verdiği yanıt, “Muallim Efendi haylazlık etti, ben de onu bir güzel patakladım...”, ve çocukların yüzlerinin bu yanıtla aldığı ifade. Hele hele, “Biz bunu beygirlere vuriiz” deyip, kolu kadar iğneyi zavallı Ramiz’e saplarken yüzünde beliren o endişeli ama bir o kadar da muzip ifadeyi bu güne dek ne görmüştüm, ne de hayal edebilirdim. Bizim “çorbacının”, Ramiz’in o çürük dişini çıkartacağı günü merakla bekliyorum.

Derdi olan herkesin kapısını vurduğu, ama o dara düştüğünde, Ramiz yada Meryem dışında, pek kimsenin anımsamadığı Baytar Efendi. Bu duruma rağmen, dostlarına, komşularına gücenmeyen Baytar, herkese içtenlikle yardıma koşmaya devam ediyor. Önce oğlunun, sonra torununun, farklı dinden kızlara aşık olmasına şaşmamak gerek. (Nede olsa duygusallığıyla mantığını harmanlayan Baytar Efendiye göre “hayatta sebepsiz iş olmaz.”) Belli ki ayrı gayrı gütmeden insanlara elini uzatan, yüreğini açan dedenin yetiştirdiği çocuklar da, insanlar arasında görünmez duvarlar örmeye çalışan tabuları hiçe sayıyor. Hoşgörüsü gibi, sağduyusunu da asla yitirmeyen, hiçbir şeyin onu şaşırtamadığı, ama gün görmüş geçirmişliğin coşkusunu da, insan sevgisini de azaltamadığı Rumeli bilgesi. Damdaki Kemancı’da bir paraleli olmayan Baytar Efendi, uyarlamayı yapan senaristlerin yarattıkları, buram buram Balkanlardan esen, neredeyse simgesel bir karakter. Mustafa Yaşar’ın yorumuyla daha da vaz geçilemez oluyor.

Yaşar, oturduğu yerden, karakterinin duygularını, düşüncelerini yüzündeki ifadelerde ve gözlerindeki bakışlarda yoğunlaştırdıkça, ben heyecandan koltuğumda oturamaz hale geliyorum. Son bölümlerde de, yine çoğu yakın plan çekimlerden oluşan, diyalog ağarlıklı sahnelerde, oyuncuyu seyretmeye doyamadım. Hangisini saysak bilmem ki. Evini terk ederkenki hüzün ve korku dolu halini mi, yada bakımsız “lojmana” vardıklarında durumu idare eden “tedbirli adamı” mı? Çaput ağacında, torununa anlayış içindeki bakışlarını mı, yoksa Ramiz’lerin evine yönelen Alex’in ardından kaygı ve öfke dolu haykırışını mı? Zarife’yle gözgöze gelişini mi, izlerken iç titreten bir pişmanlıkla, mektubu yaktığını itiraf edişini mi? Ya, nineyi iyileştiremeyeceğini anladığındaki üzüntüsü? Şirin ufaklığın adının Zarife olduğunu anladığında, Alex’e gizliden bir yan bakışı vardı ki, duygular yumağı! Suya düşen bir damlanın yarattığı daireler gibi, tek satırlık repliklerle yola çıkıp, karakterinin iç dünyasını, yalnız yüzünü ve gözlerini kullanarak genişletemeye devam ediyor, büyücü :-)

Kaçıranların 32 ve 33.bölümlerde Yaşar’ı izlemelerini yada şimdiye kadar ki sahnelerine bir daha göz atmalarını tavsiye ederim. Yaşar’ın abartısız ama yoğun ifadeleri, özellikle de dramatik sahnelerdeki içsel gerilimin aktarılmasında çok etkili oluyor. Örneğin çetelerin Baytar ve Sofi’ye saldırışlarını –şükür ki- görmedik, ama Baytar Efendi’nin anlatımı, şiddetin insan üstündeki etkisini çok daha iyi yansıtıyordu. Zarife ve Alex öyküsündeki gerilime de Yaşar’ın oyunculuğunun katkısının, tüm dayak yada falaka sahnelerinden daha fazla olduğunu düşünüyorum. Örneğin, gerçekleşmeyen düğünde, ense köküne konuşlanıp, Alex’e fırlattığı, tahrip gücü füzelerden beter o bakışı !-) Yada merdivenlerde oturmuş, az önce Alex’le görüşmesine yardım ettiği Zarife’nin arkasından bakarken, endişeli ama şefkat dolu ifadesi.

Baytar Efendi’nin çoğu sahneleri, doğal olarak torunuyla beraber. Bu sahneleri özel kılan, sıcak bir dede-torun ilişkisinden öteye, tam da boynuzun kulağı geçmeye başladığı sırada, hocayla öğrenciyi her replikte, her bakışta birbirlerine keyifle meydan okurken izleyebilmek. Üsküp Türk Tiyatrosu, Makedonya’da Türk kültürünün yaşatılmasında rol almak gibi özel bir misyon da üstlenmişken, bu ekibin farklı kuşaklardan oyuncularını birarada seyredebilmek, bir devir teslim sürecinin belli bir kesitine tanıklık etmek fırsatı sunuyor. Yaşar’ın Saban’la olan sahnelerinde, öğrencisinin başarısından büyük gurur duyan, ama her fırsatta, onun için çıtayı biraz daha yükseltmekten vaz geçmeyen babacan hoca tavrı, bu tanıklık deneyimine ayrı bir zevk katıyor. Ender de olsa, Ahmet’le biraraya geldikleri sahnelerde de buna benzer bir hava esiyor. Keşke daha fazlasını da görebilsek. Bazı anketlerde bir röportajını okumayı yada izlemeyi en çok isteyeceğiniz oyuncu kimdir diye soruyorsunuz. Makedonya’nın tiyatro geleneğini, Üsküp’teki Türk tiyatrosunun öyküsünü, ekipteki genç kuşak oyunculardan beklentilerini, Yugoslavya’dan Makedonya’ya uzanan gelişmeler içinde şekillenen yaşamını ve oyunculuk kariyerini, Yaşar’ın kendisinden dinleyebilmek önemli bir kazanç olurdu.

Geçen hafta, Makedon oyuncuların bazılarının geri planda unutulmaları üzerine süren tartışmalarda, ironik ama, Yaşar’ın adının yine unutulması, bana bu yorumu yazma zorunluluğunu hissetirdi. Oyuncunun adının açılış değilde, kapanış jeneriklerinde veriliyor olması da beni gerçekten üzen bir durum. Baytar Efendi, dizideki aşk öykülerinden birinin parçası olmadığından unutuluyor herhalde. Ancak farkında olsak da, olmasak da, yüreğimizin ve aklımızın bir köşesinde geniş yer eden, hayatımıza “bre more” deyimini sokan, “çaki gibi” bir delikanlı Mustafa Yaşar.

Sevgiler,

zbi

Not: Senaristlere haber edin lütfen, Baytar Efendi bir kere daha rahatsızlanacak olursa, bu Elveda Rumeli izleyicisine, ekran başında, inme geliverecek.

Edit: Yukardaki yazıyı bir kere daha okuduğumda, Kemancı’da bir paraleli olmayan Baytar Efendi, anlatımının yanlış anlaşılmalara ne kadar açık olduğunu fark ettim. Burada Baytar Efendi karaterinin Balkanlara has özellikleri, güzellikleri ve sorunları yansıtmasını vurgulamak istiyordum. Kanımca karakterin adaptasyonda kazandığı simgesel boyutun Kemancıda bir paraleli yok. Umarım bu düzeltme yukarıda ki bozuk anlatımıma bir parça da olsa açıklık getirebilir.


Dizifilm forumuna bir arkadaşımız eklemiş ve altına imza atarım demiş her ne kadar bazen fikirsel olarak ayrı düşünsek de bu yazının altına imza atma konusunda aynı duyguları paylaşıyorum yazan arkadaşa ve kendisine teşekkürlerimle.....

[Emre Cetin]

Evet, yazı gerçekten güzel. Yazanın ellerine sağlık. Özellikle Bedia Hanım ve Baytar Efendi dizide tek kelime ile döktürüyorlar. Baytar Efendi konusundaki fikre de katılıyorum. Ona felç geldiğinde konuşamayacak diye çok korkmuştum, o sesten mahum kalmak istemem açıkçası.

2. Fragmanı göz ucu ile izleyebildim. Mustafa'nın durumu bu bölüm köye ulaşır mı bilmem. Sanki yine ulaşmayacak gibi. Feride Mustafa'yı görmeye gelmiş, Mustafa Ahmet Ekrem'e hemen telgraf çekmelisin diyor. Dilaver "Çok sevdiğimiz birinin ismini verelim diyor", Vahide üzgün bir şekilde ağlıyor. Anlayamadım tam orayı. Dimitri bizimkilerin evini basıyor, Cezmi ile çatışıyorlar, bir asker vuruluyor. Sanırım evde kimse olmayacak ama Dimtri korkarım ki Ramiz'in evini yakacak. Diğer sezon Makedonya'da olmayacak mıyız ne? Güya göç 3. sezondu, neler oluyor anlamadım

Artık yarın göreceğiz herşeyi. Herkese iyi pazarlar.

[Emre Cetin]

Bugün izlediğimiz 35. bölümü beğendim. Güzel bir bölümdü. Emeği geçen herkese teşekkürler. Ayrıntılı yorumu sakin kafa ile yapacağım. Şimdilik söyleceklerim şunlar. En etkilendiğim sahneler Ramiz'in süt ineciğinin öldüğünü görmesi, Alex'in Küçük Zarife ile olan ayrılık sahnesi, Mustafa'nın kardeşi ile olan sahnesi, Mustafa'nın anasının öldüğünü öğrenmesi ve Vahide'nin ahırda Mustafa'yı hatırlaması. Hepsi birbirinden etkileyici ve güzeldi. Bölüm güzel kurgulanmış.

Çetecilerin yaptıkları ne kadar canımızı yaksa da bu yaşananlar dizinin asıl hikayesidir. Bu dizi Rumeli Türklerinin yaşadıkları sıkıntıları ve üzüntüleri anlattığı ölçüde başarılır. Bu dizi salt aşk ve aile ilişkilerinin işlendiği bir dizi olmamalıdır. Elbet bunlar da önemlidir ve dizide işlenmelidir ancak dizinin asıl misyonu dediğim gibi göçmenlerin yaşadıkları acılar ve dönemin tarihsel yapısı olmalıdır. O yüzden içimizi de yaksa bu sahnelerin önemli ve gerekli olduğunu düşünüyorum.

Diğer bölümden beklentim Dilaver'e birşey olmadan Ahmet Ekrem'in çektiği telgrafın eline geçmesidir. Bu iş artık çok uzadı, en azından Mustafa'nın yaşadığı haberi Pürsıçan'a gelsin. Hatta Tıbbiyeli Mustafa'nın Karakalpaklı olduğu haberi de duyulsun. Bu durumda halktan son yaşananların ardından Karakalpaklı adına bir hareket bekliyorum, her ne kadar bu dediğim dönem şartlarına (Abdülhamit devrine) pek uymasa da

Herkese iyi geceler.

[scigilte]

Merhaba Arkadaşlar,

Bu bölüm seyrettiklerim arasında en güzel bölümdü diyebilirim. Anlatacak o ka çok şey var ki hangi birinden başlasam.

Mustafa'nın durumu hakkaten çok kötü, darbe üstüne darbe yiyor, şimdi de annesinin vefatını öğrendi ve derin bir üzüntüye boğuldu, artık son bölümde onunla ilgili olumlu bir gelişme bekliyorum, büyük olasılıkla yargılanacak ama sadece sürgün cezası alacak. Bir de Ahmet Ekrem'in gönderdiği telgraf umuyorum ki Dilaver kaymakama ulaşacaktır, böylece gerçek Vahide'yi izlemeye başlayacağız yakında. Mustafa'nın kızkardeşi Feride ve Muzaffer (Mustafa'nın abisi mi oluyor tam anlayamadım) gerçekten çok yakışmışlar diziye, bravo onlara, hele Feride'nin Mustafa'ya sarılma sahnesi içimi eritti, Muzaffer de gayet görgülü, bilgili, kültürlü ve yiğit bir insana benziyor, aynı Mustafa... Mustafa'nın sorgu öncesi tavırlarını da çok beğendim, gayet net ve açıktı, onun ne denli güçlü bir kalbe sahip oldğunu bir kez daha anladım.

Cezmi kumandanın vurulma sahnesinde çok üzüldüm, iyileşecektir, Dilaver kaymakamın da ne derece vatansever olduğu birliğin başına geçip çeteye karşı yürümesiyle belli oldu, umuyorum ki Dimitri ve çetesini yerle bir ederler. Dimitri demişken hakkaten bu bölüm ondan çok iğrendim, resmen gözü dönmüş sapık bir katile benziyordu ama dua etsin Mustafa orada değil yoksa bu sefer öbür kolunu değil, canını alırdı. Ramis'in evini yağmalaması ve süt ineciğini öldürmesi en can alıcı sahnelerdendi, Ramis bence tüm köylüleri organize edecek ve çetelere karşı harekete geçecek, "Bıçak kemiğe dayandı" derken ben bunu anladım.

Sünnet sahneleri dizinin en güzel bölümleriydi, Mamıt hocanın sahnelerinde çok güldüm, hele onun son sahnede bir eliyle tüfek tutup ateş etmeye çalışması o kadar komikti ki...

Gelelim Alex ile Zarife'ye (tatlı miniğime), ne zor durum ya, Zarife gitmek istemiyor, Alex göndermek istemiyor, ama herkes karşı, eğer benim bildiğim Alex bu ise artık katiyyen müslüman olmaz, gerçi küçük Zarife biraz çıtlattı ona ama Alex bu işin çözümünün kendisinin müslüman olması ile gerçekleşmeyeceğini iyi biliyor, bence Alex bundan sonra özellikle muallim olarak çevresindeki tüm herkese müslümanlık ve hristiyanlık çatışmasının gereksizliğini ve birarada yaşarken paylaşılan değerlerin önemini aşılamaya çalışacak, bu yeni temelde oluşacak bir topluma önayak olacaktır.
Alex ve Baytar efendi gerçekten çok hoş bir ikili, birbirlerini çok iyi tamamlıyorlar.

Gelecek hafta çok güzel şeyler olmasını bekliyorum.

1. Dilaver ve birliği çeteyi dağıtacak, bunda Ramis ve köy halkının da bir desteği olacak kanımca.
2. Dilaver telgrafı alacak ve Vahide'ye haber verecek ama bu haber sahnesi umuyorum ki bütün aileyi birarada t.oplayıp verilir ve Vahide'nin mutluluğunu herkes o anda paylaşır.
3. Mustafa, Abdülhamit han tarafından idamdan affedilip, sürgüne gönderilecek ve ilk işi Vahide'sine mektup yazmak olacak ve Vahide bu mektubu alıp okuyacak.

Gelecek bölüm ancak böyle olursa çok güzel olur, di mi arkadaşlar

Hadi saglıkla ...

[Emre Cetin]

Çok güzel olur gerçekten dediklerin arkadaşım, ama bu kadar güzel şeyler bir bölümde olur mu bilmem, zor gibi

İşkodalılar'a da kızdım dün akşam. Yahu çoğu kimse Küçük Zarife gibi kızçesi olsun ister, bunlar masrafını da çekecek biri var iken kızçeyi kabul etmediler. O tatlı şey nasıl bırakılır? Valla anlamadım gitti, yine dizi deyip geçiyorum

Sürgün olursa belki Vahide ile Mustafa diziden ayrılabilir. Bu durumda da senaryo Damdaki Kemancı gibi olur. İttihat ve Terakki'yi de Feride ve Muzaffer üzerinden anlatırlar. Bilmiyorum, bunlar ihtimal dahilinde. Gelecek sezon kaç oyuncu devam eder diziye bilmiyorum ama senaryo gereği bazı oyunculara elveda diyebiliriz gibime geliyor. Bakalım göreceğiz artık. Belki de 2-3 sene sürgün kararı çıkar ve yeni sezon zaman atlaması yaparak aynı kadro ile devam eder, orasını bilemeyeceğim artık. Temennim aynı kadro ile devam edilmesi yönünde, hatta Muzaffer ve Feride'yi de daha aktif görerek devam etmesi yönünde. Ama senaryo nasıl gelişir, oyuncu durumları neler olur, bunları şimdiden kestirmek zor. Şimdiden hayırlısı olsun diyelim.

[scigilte]

Ben de senin gibi düşünüyorum Emre, benimki aslında sadece güzel bir hayal gibi kalacak görünüyor, Mustafa Amerikada bir film çekimine başlıyor, o yüzden dönüp dönmeyeceği meçhul ama bence iyi düşünsün ve dönsün çünkü bu dizi birkaç yıl daha devam edecek ve çok daha fazla reyting alacak ileride, bundan adım gibi eminim.

Küçük Zarife'nin o halini görünce içim acıdı, gözümden damlalar döküldü, bir Allah'ın kulu almadı onu, sanki bir çocuk çok büyük külfet olacak bu insanlara, anlamak mümkün değil, yine de ben ileride küçük Zarife ile Alex'in yollarının kesişeceğine ve bir şekilde biraraya geleceklerine inanıyorum, herşeyde bir hayır vardır, senaristlerimiz de düşünmüşlerdir heralde.

Muzaffer, Mustafa'nın neyi oluyor, benim kafam karıştı da biraz?

Yeni sezonda ******'ü de daha fazla görmek istiyorum dizide, böylece çocuklarımız bu büyük insanı daha iyi tanırlar ve onun kurduğu bu ülkeye çok daha fazla sahip çıkarlar diye düşünüyorum.

[Emre Cetin]

Muzaffer Mustafa'nın İttihat ve Terakki'den arkadaşı. 8. bölümde İstanbul'dan Cezmi Tıbbiyeli Mustafa'yı tanıyan birinin yollanmasını istediğinde araya girip cemiyet içindeki köstebeği bulup onun yerine kendisi geçmiş ve Mustafa'yı kurtarmıştı. Mustafa'nın dava arkadaşı diyelim, yani Dilaver gibi.

****** konusuna da katılıyorum. Ben ******'ü daha fazla görmek istiyorum. Bunun yanında Enver Paşa, Resneli Niyazi, Kazım Karabekir gibi isimlerin de İttihat ve Terakki'deki faaliyetlerini, ******'ün cemiyete katılışını ve hangi konularda ters düştüğünü, yapılan mücadeleleri, Abdülhamit'in iyi ve kötü yanlarını, bunların hepsini izlemek istiyorum.

[scigilte]

Sağolasın Emre beni aydınlattığın için, yoksa kafayı yiycektim bu Muzaffer kim diye. Bu arada gerek Muzaffer'in gerekse de Feride'nin oyunculuğuna bayıldım. Feride'nin Mustafa'ya sarıldığı ve Mustafa'nın annesini sorup yanıt alamadığı ve öldüğünü anladığı sahne çok üzücüydü, Allah hiç kimseye böyle bir durum yaşatmasın.

Diğer tarftan ******'ün ve bu yolda onun yanında yürüyen diğer tüm vatanperver insanların cemiyete ve oradaki hareketlere katılması da diziye dahil edilirse hakkaten süper olur, değil gelecek sezon birkaç sezon daha bu diziyi seyreder ve konuşuruz.

[Emre Cetin]

Bir çekim hatası buldum



Resme dikkatli bakarsanız tepedeki kamerayı görebilirsiniz Ufak bir hata ama yine de hata hatadır.

[Emre Cetin]

Fragman da çıkmış.

Vahide karakalpaklı oluyor. Yeter artık birşey yapmayacak mıyız diyor. Ailesi engellemeye çalışıyor tabii. Mustafa hapiste. Halk karakalpaklı göründü diyor, Cezmi ama savaşta ölmüştü o diyor. Mustafa büyük ihtimal beni asacaklar diyor, sonra Vahide asılacak mı diyor. Herhalde öğreniyor yaşadığını Son sahnede de Zarife çaput ağacının oralardayken Alex onu görüyor, kendine doğru çekip öpüyor

Böyle valla, yine heyecanlı bir bölüm bizi bekliyor.

[scigilte]

Evet ya ben de fragmanı gördüm, Vahide zannederim öğrenmiş Mustafa'sının yaşadığını, asılacak mı diye sorarken bir ağlayışı vardı içim eridi bir anda, inanıyorum ki Vahide bunu duyar duymaz karakalpaklı olmayı bırakıp İstanbul'a doğru yola çıkacaktır, bir kere duydu Mustafa'sının yaşadığını, benim bildiğim Arnavut inatlı Vahide onu kesinlike görmek isteyecektir. Mustafa'nın durumu ise belli değil, hala asacaklar beni diyor ama asılmayacağına ve ceza olarak ta sürgün edileceğine inanıyorum. Yalnız ben Alex'in neden dedesini neden sarstığını anlamış değilim, adamcağızın ne suçu var ki hristiyan olmalarında, ne yapmışsa oğlu ve torunu için yapmış o güne kadar, hatta Alex'i de onca defa uyarmış ama Alex aşırı duygusallığından dolayı duygularına engel olamadığı için hep yanlış işler yapmıştır. Biliyorum Alex çok iyi bir insan ama bir muallim olarak mantığını daha fazla ön plana çıkarmasını beklerdim, en azından mantıklı düşünmesi için dedesini biraz örnek alabilse gayet iyi olurdu. Baytar efendi çok iyi kalpli, açık sözlü, mantıklı ve zeki bir insan, Alex'in de bunu unutmayıp ondan ders alması gerekiyor.

[Emre Cetin]

Dizide Osmanlı askerlerinin çeteciler ile mücadele edememesi, en azından onları tamami ile yok edememesi işleniyor. Gururumuzu incitiyor gibi görünse de bu kısımlar doğru ve gerçekçi. Şöyle ki gayri nizami harbin patlamaya başladığı bir dönemdir aynı zamanda bu dönem. Zaten gayri nizami harp tekniği yavaş yavaş bu dönemlerde komitacılar vasıtası ile gelişmiş ve II. Dünya Savaşı'nda sonra da klasik harbin yerini almıştır. Karşısında düzenli bir ordu olduğunda, belirli bir hat ve klasik savaş kurallarının geçerli olduğu zamanda başında da dirayetli komutanlar olduğu zaman Osmanlı Ordusunun Yunan ordusunu nasıl haşamat ettiği zaten görülmüştü. Ama çeteciler ile mücadele çok başka. Klasik kuralların işlemediği, belirli bir hattın olmadığı, tehlikenin 24 saat her yerden gelebileceği bir savaş türü bu gayri nizami harp. Bu nedenle gerilla ve komitacılarla uğraşmak ancak bu konuda tecrübe edinmiş kişiler tarafından düzgün bir biçimde gerçekleştirilebilir. Bu tecrübe de Enver Paşa ve Resneli Niyazi tarafından adım adım gerçekleştirilecektir. Yani Cezmi komutanın çeteciler karşısında başarısız olması mantıksız değildir. Şu an süper güç olan ABD bile bizim kadar gayri nizami harb konusunda başarılı değildir (Irak örneği). Biz senelerdir terör ile mücadele ettiğimiz için bu alanda daha tecrübeliyiz. Dediğim gibi klasik savaş kurallarından çok farklı stratejiler gerektiren, savunmadan çok sürekli hücumu zorunlu kılan, sürekli hareket halinde olmayı şart koşan bir harp türü bu gayri nizami harp. Bu sebeple de bu konuda yeterli tecrübesi olmayan birliklerin fazla kayıp vermesi tarihi gerçekler ile de uyumludur. Zira gayri nizami harpte kazanmak için daima saldırmak, baskın yiyen değil baskın yapan olmak şarttır. Bu alanda daha fazla bilgi Osman Pamukoğlu'nun kitaplarından ve Psikolojik ve Gayri Nizami Harp kitaplarından temin edilebilir.

Vahide'nin Mustafa'nın yaşadığını öğrenme anının dizinin çok sonlarına kalmamasını umuyorum. Zaten araya 3 ay girecek, o anı doya doya yaşayalım isterim ben. Alex-Zarife buluşması da nasıl olacak meraktayım, temennim kimsenin onları görmemesi.

Bu arada 20.00 Yeni Bölüm diyor, 23.20 diğer program diyor. Yine kısa (!) bir özet olacak, bu kesin ama süre de eskiye nazaran uzamış bir 20dk kadar. Ya daha daha kısa (!) bir özet izleyeceğiz, ya sezon finali olması sebebiyle dizi biraz daha uzun olacak ya da bayağı bir reklam izleyeceğiz. Bana son ihtimal en mantıklı geliyor

[scigilte]

Bu hafta bölüm sonu olması sebebi ile dizi biraz uzayabilir, umarım çok reklam veya özet koymazlar. Bölüm çok heyecanlı olacak, her şekilde sezon finali yapabilirlr, bir sürü olasılık mevcut. Yeni Karakalpaklı ise büyük olasılıkla Ahmet Ekrem olacak, o olmazsa küçük bir ihtimal de olsa Mustafa'nın manevi kardeşi Dilaver kaymakam olacaktır. Ben en çok Vahide'nin Mustafa'nın yaşadığını öğrendiğinde vereceği tepkiyi merak ediyorum. Alex'in müslümanlığa adım atacağı anlaşılıyor bu bölümde, belki de Zarife ile görüşmesinde bunu ona da söyleyecek. Bu bölümde çetecilerin büyük bir bozguna uğrayacağını hissediyorum. Son olarak ta Mustafa idam edilmeyecek, padişahımız onu affedecektir. Belki bir sürgün cezası alabilir o kadar.

Ayrıca çetecilerle karşılaşan birliğimize kızmıştım çünkü bu kadar tehlikeli bir çeteye karşı ikiye bölünmeleri güzeldi ama biz maalesef birliğin arkadan gelecek olan ikinci kısmını bir türlü göremedik, gelemediler bir türlü. Düzenli bir birlik ancak düzenli bir birlikle savaştığında cephe cepheye savaşılır ama karşınızdaki de deliye dönmüş kuduz köpekler gibi her an salırmaya hazır olan çetecilerdi, Cezmi kumandanın biraz daha akıllı davranıp bir strateji uygulamasını beklerdim.

[Emre Cetin]

Haklısın ama tecrübesizlik işte. Cezmi de bu konuda çok deneyimli değil belli ki. Gerilla ve komita taktiği klasik savaş kurallarından çok farklı, bu yüzden bocaladılar. Gayri nizami harbi iyi bilen, gerilla ve komitacılıkta usta 2-3 kişi çok rahat 10-15 kişilik bir kuvveti yerine çakabilir, ağır kayıp verdirip ciddi bir zahiyat almadan kaçabilir. Dimitri de bu işleri biliyor maalesef.

Açıkçası fragmandaki Karakalpaklı görüntüsü gerçekse bunun Dilaver olmasını isterim. Zamanında o da takmıştı kara kalpak. Hem yaş itibari ile hem de fiziksel olarak en çok o yakışır. Ama at üstündekinin Vahide olmadığı kesin. Ama Vahide'ye de yakışır tabii

Bence çok reklam izleyeceğiz, bu madeni harcamak istemeyeceklerdir

[killer50]

yarin sezon finali ...
mustafami özliycam...
3 ay ER olmadan yasamak, biraz garip olacak, ama sezondan hazirliycam kendimi buna , cünkü ilerde dizi böyle devam ederse izlememe karari bile alabilirim...
üzülerek belirtmeliyimki, mustafanin boslugu dolmadi dolmuyor dolmiycak...
cok SIKIci oluyor bölümler, icimden izlemek bile gelmiyor artik...
yani sezon finali bile nasil olur bi mustafam acisindan merak ediyorum...
digerleri nasil olsa bi sekilde atlatir, asil oglan mustafam nasil atlatacak asil dizide en önemli mesele bu...

[Emre Cetin]

Ben de çok özledim Mustafa'yı. Ama bilerek onun bu durumunun bilinmezliğini sonlara kadar uzattılar. Tam sezon finali olacak yani

Bunun yanında Zalex'in fragmandaki son sahnesi ve çetecilerin de baskınları ile bayağı bir bilinmeyen oluşacak kafamızda. Açıkçası 3 ay çok uzun, özleyeceğiz ER'yi. Ben bir ay sonra eski bölümleri tekrar izlemeye başlarım artık

[Emre Cetin]

2. Fragmanı şimdi izledim.

Karakalpaklı konusunda değişik tahminlerim var.

Öncelikle Vahide'nin kara kalpak takacağı belli ama muhtemelen ailesi tarafından durdurulacak. Fragmanlarda elinde meşale olan at üstündeki Kara kalpaklı bence Ramiz Baba. Emin gibiyim o olduğuna. Kaşlarından tanırım Ramiz Baba'yı.



Ama 2. fragmanın sonunda Dimitri'nin gördüğü at üstündeki Kara kalpaklının sesi ise Cezmi'nin sesi gibi. Orada sesleniyor Dimitri diye, bence o Cezmi'nin sesi, ondan da emin gibiyim.

Tezim ise şu. Baştan Vahide kara kalpak takacak ama engellenecek. Sonra Ramiz kara kalpak takacak, amacı Kara kalpaklı ölmedi, korkmuyor mesajı vermek olacak. Ama o da Fatma'ya yakalanacak. En son da Cezmi sahneye çıkacak gibime geliyor.

Ayrıca 2. fragmanda Abdül'ü kapının önünde yere indiren de Ahmet Ekrem. Sanırım Mustafa'nın durumunu Ahmet Ekrem ondan sonra haber verecek.

Ne kara kalpaklıymış be dert oldu hepimize

[scigilte]

Ben 2.fragmanı görmedim ama ilk fragmanda en son bölümde at üstünde Karakalpaklı'yı gösterdiklerinde arkadan görünen saçlarının kır olduğunu gördüm ve Ramis veya Cezmi kumandan olacağına karar verdim. Keşke Mustafa'mız olsaydı da çetecilere iyi bir ders daha verseydi ama onu şimdi hapsettiler ve belki de idam edecekler. Şerefsiz Abdül yüzünden başına geldi bunlar, eğer ki Emre'nin dediği gibi Ahmet Ekrem indiriyorsa onu yere, gerçekten çok sevinicem hemi de havalara uçucam. Umarım ki bir daha yerden kalkamaz. Yarın seyredeceğimiz uzun bir bölüm olacağa benziyor, umudumuz yeni sezona kadar bizlere çok şey düşündürmemeleri ve olayları tatlıya bağlamaları.

[Emre Cetin]

Ne diyeyim, herşey karman çorban oldu.

Fazla birşey yazamayacağım şimdi ama Vahide'nin Mustafa'nın yaşadığı haberini daha sakin bir zamanda almasını isterdim. Kaç bölümdür bunu bekliyordum, aradaki aksiyondan birşey anlayamadık.

Ramiz Amcam Geleceğe Dönüş III'teki gibi bir zırh takmıştır göğsüne, birşey olmamıştır yani. Demirden birşey koymuştur göğsüne. Amcasının kaymakamını da Dimitri'ler can havliyle orda bıraktılarsa Dilaver kendine gelince Ramiz Amca ile oradan kurtulur.

Abdül ile Ahmet Ekrem kavgasını hiç kestiremiyorum. Ahmet Ekrem yeni sezonda olmayacak diyorlar. Eğer senaristler seyirci tepkisine uyarak Abdül'e de bir ölüm hazırladılarsa Ahmet Ekrem Abdül'ü oracıkta öldürür. Sonra da Ahmet Ekrem'i asarlar ya da bir yere kalebent olarak sürerler. O da böyle çıkar diziden. Eğer Abdül orada Ahmet Ekrem'i öldürürse işler çok daha fena olur. Vahide de Abdül'ü öldürmek zorunda kalabilir, inşallah böyle birşey olmaz.

Alex-Zarife de ise bence Alex müslüman olmaya karar verdi ve evlenme teklif etti. Eğer böyleyse önleri açık, sadece Alex Hristiyanlar tarafından sürekli rahatsız edilecektir. Diğer sezon Zalex düğünü izleyebiliriz. Tabii sahnenin rüya olmadığını düşünüyorum.

Mustafa zaten affedildi. Eğer Vahide de olaylara karışıp başını belaya sokmazsa, (Abdül'ü öldürmek olabilir bu bela), yeni sezonda V&M düğünü de izleyebiliriz.

Yeni sezonda tüm kadro (7 kişilik ailemiz, Alex, Mustafa, Hasan, Meryem, Baytar,....) aynı oyuncular ile devam etmek dileğiyle.

Herkese iyi geceler.

[scigilte]

Ne bölümdi ama, valla tık nefestim yine, biterken üzülmedim desem yalan olur, kalbimden bir parça koptu sanki, 3 ay nasıl dayanıcam ben şimdi.

Ramis ağanın yaptığı çok büyük bir işti, herşeyi düzeltti dersek yeridir, tam Mustafa'ya benzedi kahramanlığı, gerçi sadece onun kılığına girdi ama çetecileri Karakalpaklı'nın ölümsüz olduğuna inandırması gerekiyordu onu da yaptı, daha uzun bir süre bu çeteciler ortaya çıkmazlar. Ramis ağa bu dizinin lokomotifi, ölmediğini tartışmak bile anlamsız, bir şekilde kurtulur o. Dilaver kaymakam da kurtuldu bu arada, ona da çok sevindim.

Ahmet Ekrem ile Abdül kavgasında görüntü Ahmet Ekrem'in öldüğünü hissettiriyor ama belli de olmaz ancak yeni sezonda anlarız. Benim düşüncem Ahmet Ekrem ölür ve Abdül oradan kaçar ve bu işlediği suçtan ötürü de bir daha Vahide'nin peşinden gelmez. Sevgili Emre sana bu konuda hak veriyorum, Vahide bu durumda ne yapar bilinmez, bıçağı Abdül'e saplayabilir ve böylece bir de Vahide'yi baya bir süre kaybedebiliriz, umarım böyle olmaz çünkü Mustafa'nın affedilip Pürsıçan'a dönmesi ile artık bir V&M düğününü hakediyoruz.

Alex'te de haklısın, evlenme teklif ederken orada kestiler ama kesinlikle müslüman olacağını söyleyecektir yoksa başka türlü evlilikleri mümkün görünmüyor. Bir dileğim de iki çiftin de aynı gün evlenmeleri, ne güzel olurdu o zaman, en büyük mutluluk tablosu bu işte.

Bedia ile Cabbar'a tek kelime ile harikalardı demek istiyorum, yaptıkları insanlık herşeyden önemliydi.

Zarife'nin Mamıt'a kızıp "Allah belanı versin" demesi çok güldürdü beni, bu laf aslında düşmana söylenmez ama Mamıt ta gerçekten haketti bu sefer, beni bile seyrederken deli ettiğine göre Zarife'nin tepkisi çok normaldi.

Hasan'ın Hüsmen konusunda ise diyeceğim şudur ki Hasandır başka birşey beklenmez ondan, her zaman yaptığı şeyler bunlar, bir de ne kadar şeker varsa kahveye koy demesi de çok güldürdü beni.

Umuyorum ki gelecek sezon çok daha güzel bölümleri, dizinin tüm oyuncuları birarada olmak üzere seyredebiliriz.