TRUMELİ
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

1.bölüm Senaryo

Aşağa gitmek

1.bölüm Senaryo Empty 1.bölüm Senaryo

Mesaj tarafından Recchie 18/9/2008, 20:10

1. Bölüm Senaryo

1. Bölüm

Korsan gemisi İzmir’de her zamanki yerinde demirlemişti. Tayfanın özel olarak seçtiği bu bölge hem geminin saklanması açısından elverişli hem de şehir dışında kaldığından gözden uzakta güvenli bir yerdi. Her seferden sonra tayfa, geminin görünümünde ufak değişiklikler yapıyor ve böylece tespit edilmelerini engellemeye çalışıyordu. Yöre halkı da ses çıkarmayıp onları koruyordu. Son seferlerini küçük bir İtalyan ticaret gemisine yapmışlar, gemide düşündüklerinden daha fazla altın ve gümüş bulmuşlardı. Kendilerine en az 2 ay yetecek miktarda para kazanan tayfa karaya çıkmıştı ve son zaferin tadını çıkarmaktaydı. Kaptan, yardımcısı, çarkçı ve haberci bir kahvede oturmuş acı kahvelerini içerken aynı zamanda da konuşuyorlardı. Abdurrahman kaptan söze karıştı.

 Güzel oldu valla. Ne yalan söyleyeyim, ben bu kadarını beklemiyordum.

Enver hiddetli bir biçimde cevap verdi.

 Ben bekliyordum arkadaş. O Federico mudur nedir, herif bizim kuyumcuları kazıklaya kazıklaya zengin oldu. Az bile yaptık.

 Enver, sakin ol be aslanım. Hayır adamı soyduk yetmedi bir de kendi gemisinde o kaa patakladık. Fazla olmadı mı sence?

 Ya kaptan, bu adam 3 senedir İzmir’i soydu soğana çevirdi. Ne yapsaydık yani, cezasız mı kalsaydı?
Bu arada çarkçı Mahir Naci araya girdi.

 Yalnız Kaptan, geri çekilirken farkettim. Ana motor ara sıra duraksıyor. Bir bakıma girmemiz lazım. Şu halde sefere çıkamayız.

 Tamam Mahir. Zaten 1-2 ay karadayız. Sinan’la siz Selanik’e gidin. Orada bizim Tekser usta var, Yahudi. Eski dostumuzdur, güvenilirdir. Onu bizim koya getirtirsiniz, orada hallederiz.

 Tamam Kaptan. Ama biraz şu zaferin tadını çıkaralım, değil mi? Ne vakittir İzmir’i göremedim, biraz burada kalayım.

 Tabii ki. Keyfine bak sen. Acelesi yok. Bu arada Enver, sen Sinan ile Mahir’i şu bizim balıkçı teknesiyle bırak Selanik’e. Şimdi beni uğraştırma. İzmir’i özlemişim, biraz burada kalayım. Bana çok iyi gelecek burası.

 Tamam Kaptanım. Olmuş bil. Sanki daha önce hiç Selanik’e gitmedik.
Bu arada Sinan’ın yüzünde bir gülümseme belirdi. O da araya girdi.

 Enver, şu İstanköy macerasına dönmesin bu iş.

 Yav Sinan, laf mı şimdi bu. O gün benim kafam dağınıktı, bütün yol kordonda gördüğüm kızı düşündüm. Ondan karıştırdık yolu.

 Bırak şimdi Enver. Ada turu yaptırdın bize be. 3 saatlik yolu 7 saatte gittik sayende.

 7 saat mi? O kaa da değil. En fazla 1 saat fazla dolaştık. Ege’nin o kısmı zaten çok karışık, her taraf irili ufaklı ada, insanın kafası karışıyor.

Mahir Naci de gülerek lafa karıştı.

 Sinan haklı valla. Karadan Güllük’e gidip karşıya geçseydik daha erken giderdik o gün. Valla sana güvensek mi bilemiyorum Enver.

Gülüşmeler arasında Kaptan araya girdi
.
 O zamanlar acemiydi. Götürür şimdi sizi o. Hayır olsa olsa Kavala’ya filan çıkarsınız, mesele yok.
Hepsi yine gülüştüler. Enver bozulmuştu.

 Kaptanım, olmayi ama. Sen işi olmuş bil, te o kaa…..

 Öyle olsun bakalım. İki haftaya yola çıkarsınız. Aman Enver, yalnız sen bu aralar kordonda pek takılma. Neme lazım, Kavala’yı geçtim, Teselya’ya filan çıkartırsın bizimkileri.

 Geçin bakalım dalganızı. Ben de bulurum sizinle eğlenecek birhangi şey. Ben gidem artık. Kahveleri siz ödersiniz. Hadi eyvallah.

Diğerleri gülerek Enver’in arkasında bakarlar ve kahvelerini içmeye devam ederler.
________________________________________________________________________

İzmir Valisinin evinde Fitnat ile Gülümser konuşmaktadır. Fitnat Gülümser’i gördüğüne çok sevinmiştir.

 Kız nerelerdesiniz siz? Özlettiniz kendinizi.

 Yeni çıktık karaya Fitnat Abla. 2 ay karadayız artık.

Hafif bir tebessümle

 Şu İtalyan bayağı zenginmiş yani…

 Yav hadi o manyakları anladım. Hepsi zaten kafadan arıza. Senin ne işin var o gemide? Seni nasıl kandırdılar?

 Aaa, öyle deme Fitnat Abla. Ben olmasam yaralılara kim bakacak. Şükür ki bu son seferde kimseye bir şey olmadı. İlla lazım gemiye bir hemşire.

 İyi de kuzum, yakalanacaksınız bir gün. Nereye kadar böyle gidecek?

 Bir şey olmaz ablacım. Merak etme sen. Bu arada bizim bazı ihtiyaçlar var. Sargı bezi, tendürdiyot filan. Onları hastahaneden tedarik edebilir misin ?

 Beni de kendinize benzeteceksiniz bu gidişle. Tamam tamam hallederiz. Hadi gel biraz kordona çıkalım. Özlemişsindir orada yürümeyi.

 Özlemem mi, çok özledim hem de. Hadi o zaman. Bizimkiler de kahvededir şimdi. Hem onlara da bir merhaba dersin.

 Bekle, şu feracemi alayım. Bakalım yine neler karıştırdı şu yaramazlar?

 Ben kapının önünde bekliyorum seni Ablacım.

 Tamam, haydi in aşağı, geliyorum ben de hemen.

Birlikte evden çıkarlar.
___________________________________________________________________________

Manastır’da ufak bir evde buluşan Hüseyin Bey ile Cahide Hanım konuşmaktadırlar. Hüseyin Bey ilk olarak söz alır.

 Savaşı kazadık çok şükür ama bu zafer istibdatı da arttıracak. Yunan’ı yendik ama Girit sorununun ne olacağı belli değil. Sen Avrupa’dan dönüyorsun, neler oluyor?

 Valla Avrupa şaşkın. Yunanistan’ın bu kadar kolay boyun eyeceğini düşünmüyorlardı. Ama Girit konusunda elleri boş durmayacaklardır. Yine Yunanistan’ı himaye edeceklerdir.

 Bizim İttihatçılar ne düşünüyorlar şu af konusunda? Dönecekler mi?

 Valla döneceğim diyen de var, bu oyuna kanmayalım diyen de. Zaten içlerinde de birlik yok, İngilizciler, Almancılar…. Açıkçası şu an durumumuz çok kötü.

 Biliyorum ve inan ki elimden hiçbir şey gelmiyor.

 Sen onu bunu bırak da bu Kara Abbas’ı ne yapacaz?

 Ne olmuş ki ona?

 Yav, son toplantıda yine bir üyeyi çıkışta kıstırmış. Bir güzel pataklamış.

 Offf Allahım, yine niye dellendi bu Abbas?

Bu arada Kara Abbas içeri girer.

 Oooo ! Bakıyorum yine gündemde ben varım.

 Yine senin karıştırdığın işleri düzeltmekle uğraşıyoruz.

 Anladım, konu herhalde şu üye olmaya yeltenen ciğersiz. Adam ajan işte, ne yapmamı bekliyordunuz?

 Ajansa da usülünce anlardık, cezasını keserdik, öğreneceğimizi de öğrenirdik. Adamı hemen pataklaman mı gerekiyordu?

 Yine aynı muhabbetler. Başlarınızı biraz o kağıtlardan kaldırın da hayata dönün. Her şey o kağıtlarda yazmıyor Cahide Hanım.

 Yine başladı işte. Her önüne geleni dövmekle de olmuyor bu işler Abbas Bey.

 Bana Bey filan deme. O Avrupai ünvanları kendinize saklayın.

 Tövbe Yarabbim. Hasetsin sen Abbas, resmen hasetsin.

 Neye hasetmişim? Bak çok merak ettim şimdi.

 Okuyamadın diye hasetsin. O yüzden kıskanıyorsun herkesi.

 Aman kalsın. Okuyanları da görüyoruz.

Hüseyin Bey dayanamadı.

 Yeter!!! Kesin artık şunu. Zaten fena kapana kısıldık, bir de sizinle uğraşmayalım. Cahide, sen Paris’e git ve arkadaşlarla tekrar bir konuş. Şimdilik kimse ayrılmasın. Ben size şifreli mektup yollamaya çalışacağım. Ona göre davranacağız. Abbas sen de Selanik’e git. Latife orada. Latife Cavid Nazım Bey ile görüşecek. Bakalım o ne diyor son durum için. Üstelik kendisinin İstanbul ile bağlantıları kuvvetlidir. O yüzden hükümetin yaptıklarından da haberdardır. Onun da görüşüne göre kendimize bir yol haritası çizmemiz lazım. Gidişat iyi değil.

Birlikte odayı terkederler.
___________________________________________________________________________

Selanik’te Beyaz Kule’nin yanında deniz kıyısında Cavid Nazım Bey ile Latife oturmuşlar konuşuyorlardı. Hal hatır sorduktan sonra konuşma cemiyetin son durumuna ve savaş sonrası gelişmelere geldi. Latife söze başladı.

 Üstad, sizce şu an ne yapmalıyız? Son olaylar hakkında ne düşünüyorsunuz?

 Latife, kızım kitabı bazen tersinden okumak faydalı olur. Ne yapmalıyız iyi bir soru belki lakin esas soru şu. Ne yapmamalıyız ? Bir de böyle düşün bakalım.

 Vallahi haklısınız üstad herkesin kafası karıştı, ne yapmak ,ne yapmamak doğru olacak, çıkar yol nasıl bulunacak ?

 Telaşe mahal yok Latife, lakin Sultan’ın planları varmış gibi gözüküyor, derim ya sana “Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür” yani insanlık hafızası geçmişte olanları unutur. Zannederim Padişah lütfuna mazhar olanların sonu pek iyi olmayacak, kurtulduk diye sevinenleri galiba yine prangalar, sürgünler bekliyor, yazık, umarım bu Yunan zaferi doğru değerlendirilir, yoksa harpte kazanılanlar yine masabaşı oyunlarına heba olur gider.

 Doğru dediniz Üstad, galiba bu bizim kaderimiz olacak. Yalnız sizi biraz durgun görüyorum, mahsuru yoksa nedendir ?

 Evet Latife, biraz sıkıntılıyım bu günlerde. Yakın arkadaşlarımdan biri Hüseyin Nazif geldi geçen gün, oğlu bizim cemiyettendi, lakin tutuklandı, haber alamıyoruz. Perişan yazık. Ne talihtir ki kızı da Yunan harbi esnasında gönüllü hemşire yazılmış. Ondan da bir türlü haber alamıyorlar. Harp bittiğinden beri bakmadıkları yer kalmamış, benden yardım istedi, İstanbul’da sorduruyorum ama bize yardımcı olacak şöyle ateş gibi bir evlat lazımdır. Anlaşılan odur ki biz kendimiz bulmaya çalışacağız Bihter’i.

 Kim dediniz üstad?

Cavid Nazım bey nargilesinden derin derin çekerken kafasını sallayarak:

 Bihter, arkadaşımın kızının adı. Abbas yakında gelecek değil mi? Bu iş tam Abbas’a göre, bulursa Abbas bulur Bihter’in izini. Bu arada bizlerin sıkı durması lazım, bu zamanda dağılırsak bir daha toparlanamayız. Ne cemiyet kalır ,ne de hürriyet davası. Sen de çalışmalara devam et ama çok dikkatli olalım. İstanbul’dan yeni haber geldikçe değerlendireceğim, Paris’te Ahmet Rıza ve bizim Dr. Nazım ile de temas kurmaya çalışalım, Cahide Hanıma yine Paris yolu gözükecek galiba. Şifre kullanarak bir mektup tanzim edin , Hüseyin Beye de fikirlerimi aynen iletin lütfen, sakın ola gevşemeyelim, çalışmaları mümkün olduğunca Manastır bölgesine doğru aktaralım. 3. orduda çok vatanperver subaylar ve subay namzetleri var. Onları hareketin içine katmak gerekir düşüncesindeyim, bir de Bihter konusunda Abbas’ın araştırma yapması için müsaade isteyiniz, dikkatli olunuz siz de.

 Tamam Üstad, gerekenleri yapacağım sonra size malumat veririm.

 Kolay gelsin Latife Hanım kızım,ne olur dikkatli ol. Ortalık Jurnalci kaynıyor.

Ayrılırlar ve arkadan çalan Rumeli’de Akşam ezgisi içinde bölüm sonra erer.

1. Bölüm sonu
Recchie
Recchie
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 127
Yaş : 53
Kayıt tarihi : 14/05/08

https://trumeli.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz